8- Allah Resulü'nün
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) Bereketle Yemeği Arttırma Mucizesi
1. Enes b. Malik
- - (-)
25994 (1)- Enes
bildiriyor: ümmü Süleym yarım müd arpayı öğütüp küçük bir tulumdan yağ çıkardı
ve onlardan bulamaç aşı yaptı. Sonra beni Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'e gönderdi. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına
vardığımda yanında ashabı da bulunmaktaydı. Kendisine: "ünunü Süleym beni
sana gönderdi. Seni davet etmektedir" dedim. Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem): ''Beni ve benimle birlikte olanları mı?'' buyurdu. Sonra yanındaki
kişilerle birlikte geldi. Ben içeri girip Ebu Talha'ya: "Allah Resulü
yanındaki kişilerle birlikte geldi" dedim. Ebu Talha dışarı çıkıp Hz.
Nebi'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına geldi ve: "Ey Allah'ın
Resulü! Yemek, sadece ümmü Süleym'in yarım müd arpadan yapmış olduğu bulamaç
aşından ibarettir" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) içeri
girdi ve yemek getirildi. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) elini
yemeğe koydu ve Ebu Talha'ya: ''On kişiyi içeri a'' buyurdu. Bunun üzerine on
kişi içeri girdi ve doyana kadar yedi. Sonra on kişi daha girdi ve (doyana
kadar) yedi. Sonra on kişi daha girdi ve (doyana kadar) yedi. Sonra on kişi
daha girdi ve (doyana kadar) yedi. Bu şekilde kırk kişi doyana kadar yedi ve
yemek olduğu gibi kaldı. Sonra biz de yedik.
[Sahih]
Diğer tahric: Buhari
(5450) rivayet etti.
25995 (2)- Enes b. Malik
der ki: Ebu Talha beni, Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) davet etmek
için gönderdi. Kendisi Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e yemek
yapmıştı. Hz. Nebie (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vardığımda ashabıyla birlikte
idi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana bakınca utandım ve:
"Ebu Talha'nın davetine icabet et" dedim. Bunun üzerine
yanındakilere: ''KaIkın'' buyurdu. Ebu Talha: "Ey Allah'ın Resulü! Ben
sadece sana yetecek kadar bir yemek yaptım" dediğinde, Hz. Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) yemeğe dokunup bereket duası yaptı. Sonra:
''Ashabımdan on kişiyi içeri a'' buyurdu. Onlara da:
''Yiyin'' buyurdu. Onlar
da doyana kadar yediler ve geri çıktılar. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): ''On kişi daha içeri a'' buyurdu. Onlar da doyana kadar yediler. Bu
şekilde on kişi girip on kişi çıkarak oradakilerin hepsi doyana kadar yedi.
Sonra Ebu Talha sofrayı yeniden düzenlediğinde baktı ki yemekler sanki yemeğe
başlandığı andaki gibi duruyordu.
[Sahih]
Diğer tahric: Bu kanalla
Müslim (5367-8) rivayet etti.
25996 (3)- Enes b. Malik
anlatıyor: Ebu Talha iki müd arpa getirdi ve emri üzerine onunla yemek yapıldı.
Bana: "Ey Enes! Git Resulullah'ı davet et. Yanımızdaki yemek miktarını da
biliyorsun" dedi. Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gittiğimde
ashabı yanındaydı. Kendisine: "Ebu Talha seni yemeğe davet
etmektedir" dedim. Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kalktı ve
oradakilere: ''Kalkın'' buyurdu, onlar da kalktılar. Bunun üzerine Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in önünde Ebu. Talha'nın yanına gelerek durumu
kendisine haber verdim. Ebu Talha: "Bizi rezil ettin" dedi. Ben de:
"Resulullah'ın emrini geri çevirmeye gücüm yetmez" dedim. Allah
Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kapıya varınca, yanındakilere: ''Oturun!''
dedi. Sonra on kişinin onuncusu olarak içeri girdi. Oturduğunda yemek
getirildi. Kendisi ve yanındakiler doyana kadar yediler. Sonra onlara: ''Siz
kalkın ve yerinize başka on kişi girsin'' buyurdu. Böylece hepsi girip doyana
kadar yediler.
Ravi der ki: Enes'e:
"Kaç kişilerdi?" dediğimde: "Seksen küsür kişiydiler.
Ev halkına da yetecek
kadar yemek arttı" karşılığını verdı.
[Sahih]
Diğer tahric: Bu kanalla
Darimr (43) ve Müslim (5369) rivayet ettiler.
25997 (4)- Enes b. Malik
anlatıyor: ümmü Süleym: "Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) git
ve: "Eğer uygun görürsen bize yemeğe gelecekmişsin" de" dedi.
Ben de Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip haberi verdim.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Yanımdakilerle birlikte mi?'' diye
sorunca: "Evet" karşılığını verdim. Bunun üzerine Allah Resulü
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Haydi kalkın'' buyurdu. Ben, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte gelenlerden dolayı dehşete kapılmış
bir şekilde ümmü Süleym'in yanına girdim. ümmü Süleym: "Ey Enes! Ne
yaptın?" derken Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) içeri girdi ve:
''Yanında yağ var mı?'' diye sordu. ümmü Süleym: "Evet, yanımda küçük bir
yağ tulumu vardı" dedi. Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Onu
getir'' buyurdu. Ben de onu getirdim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
tulumun bağını çözdü ve: ''Bismillah, Allahım! Ona bolca bereket koy!'' diye
dua etti. Sonra: ''Tulumu ters çevir'' buyurdu. Ben de ters çevirdim.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Besmele çekerek onu güzelce sıktı ve
ne kadar yağ varsa yemeğin üzerine indi. O yemekten seksen küsür kişi yedi.
Hatta yemek artmış ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu ümmü
Süleym'e vererek: ''Ye ve komşularına da yedir'' buyurmuştu.
[Sahih]
Diğer tahric: Bu kanalla
Müslim (5374) rivayetetti.
2. Abdurrahman b. Ebi
bekr
- - (-)
25998 (1)- Abdurrahman
b. Ebi Bekr der ki: Biz, yüz otuz kişi Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) ile birlikte idik. Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Yanınızda
yiyecek bir şey var ml?'' diye sordu. Bir de baktık ki bir adamda bir ölçek kadar
(tahıl) yiyecek var. Bu yiyecek hamur yapıldı. Bu sırada müşriklerden dağınık
saçlı uzun boylu bir adam, koyunları ile birlikte oradan geçiyordu. Allah
Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem), adama: ''Bize (bir koyunu) satar mısın
yoksa öyle mi verirsin?'' veya: ''Hediye mi edersin) '' dedi. Adam: "Hayır
satarım" karşılığını verdi. Bunun üzerine Allah Resulü (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) ondan bir koyun satın aldı ve bu koyun pişirildi. Ayrıca Hz. Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) koyunun karaciğerinin kızartılmasını emretti.
Vallahi kızartıldıktan sonra bunu yüz otuz kişiye ayrı ayrı taksim etti. Hazır
olanların hissesini hemen verdi. Orada bulunmayanların hisselerini de ayırıp
onlar için sakladı. Onu iki çanağa ayırdı. Hepimiz ondan doyana kadar yedik ve iki
çanakta da yemek arttı. En sonunda kalanı, devenin sırtına yükledik.
[Sahih]
Diğer tahric: Buhari
(2216, 2618, 5382) ve Müslim (2056) rivayet ettiler.
25999 (2)- Abdurrahman
b. Ebi Bekr der ki: Biz, yüz otuz kişi Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) ile birlikte idik. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): 'Tanınızda
yiyecek bir şey var mı?" diye sord'.l. Bif de baktık ki bir adamda bir
ölçek kadar veya buna yakın bir miktarda yiyecek var. Bu yiyecek hamur yapıldı.
Bu sırada müşriklerden dağınık saçlı uzun boylu bir adam, koyunları ile
birlikte oradan geçiyordu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), adama:
"Bize (bir koyunu)
satar mısın, yoksa öyle mi verirsin?" dedi.
[Sahih]
3. Ebu HUl'eyre
- - (-)
26000 (1)- Ebu Hureyre
der ki: Bir gün Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına birkaç
hurmayla gittim ve: "Allah'ın bunlara bereket vermesi için dua et"
dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hurmaları elinin içinde
dizdikten sonra dua etti ve: ''Bunları torbaya koy ve ne zaman bu hurmalardan
bir şey almak istersen elini torbaya sak ve alacağın kadar al fakat torbayı
silkeleme" buyurdu. Allah yolunda o hurmadan şu kadar ve şu kadar miktar
taşıdım ondan hem yiyor hem de başkalarına yediriyordum. O torba kemerimden
ayrılmıyordu. Hz. Osman öldürülünce kemerim koptu ve torba düştü.
[Sahih]
Diğer tahric: Tirmizi
(3839) ve İbn Hibban (6532) rivayet ettiler.
26001 (2)- Ebu Hureyre
der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana bir miktar hurma
verince onu bir zembile koyup evin tavanına astık. O hurmalardan yemeye devam
ettik ve sonuncusunu Şam halkı Medine'ye saldırdığı zaman yemiştik."
[Sahih]
4. Ebu Said el- Hudri
- - (-)
26002- Ebu Salih, Ebu
Said (el-Hudri) veya Ebu Hureyre'den -emin olmayan A'meş'tir- bildiriyor: Tebuk
gazvesinde halk açlıkla karşı karşıya kalıp: "Ey Allah'ın Resulü! Bize
izin versen de develerimizi kesip etlerini yesek ve yağlarından faydalansak"
dediler. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yapınl''
buyurdu. Hz. Ömer gelip: "Ey Allah'ın Resulü! Böyle bir şey yapacak
olurlarsa bineklerimiz azalır. Fakat, sen onlardan fazla azıklarını
getirmelerini iste. O azıklar üzerinde Allah'ın bereket ihsan etmesi için dua
et. Olur ki Allah böylelikle bunda bir bereket ihsan eder" deyince, Hz.
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) deriden bir sofra getirilmesini, sonra da
artan azıkların getirilmesini istedi. Kimisi bir avuç mısır, kimisi bir avuç
hurma, bir diğeri bir ekmek parçası getirip koydu. Nihayet o sofra üzerinde az
miktarda bir şey toplandı. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
bunların bereketli olması için dua etti, sonra: ''Kaplarınızı alm'' buyurdu.
Kaplarına doldurmaya başladılar, nihayet karargahta doldumImadık hiç bir kap
kalmadı ve doyana kadar yemelerine rağmen bir miktar da arttı. Bunun üzerine
Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Şehadet ederim ki, Allah'tan
başka hiçbir ilah yoktur ve şüphesiz ki ben Allah'ın Resulüyüm. Eğer ki bir kul
bunlar hakkında şüphe etmeksizin bu iki şehadet ile Allah'ın huzuruna çıkarsa,
asla o, cennete girmekten alıkonulmayacaktır''buyurdu.
[Sahih]
Diğer tahric: Buhari
(3/180) ve Müslim 1/56 (27) rivayet ettiler.
5. Ebu Amre el-Ensan
- - (-)
26003- Abdurrahman b.
Ebi Amre, babasından (Ebu Amre'den) bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) ile birlikte çıktığımız bir savaşta şiddetli açlığa maruz kaldık.
Bazıları Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den bineklerden bazılarını kesmek
için izin isteyerek: "Allah onlarla bir süre açlığımızı giderir"
dediler. Ömer b. el-Hattab, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
bazılarının bineklerini kesmek istemesine izin vermek üzere olduğunu görünce:
"Ey Allah'ın Resulü! Yarın aç ve yaya bir şekilde düşmanlarımızIa
karşılaşırsak ne yapacağız? Ey Allah'ın Resulü! İnsanların arta kalan
azıklarını bir araya toplasan da bereketi için Allah'a dua etsen nasılolur? Bu
şekilde Allah duanla bizim bu ihtiyacımızı giderecektir" veya: " ...
Duanla yiyeceklerimizi bereketli kılacaktır" dedi.
Bunun üzerine Hz. Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) geriye kalan azıkların bir araya toplanmasını
istedi. İnsanlar da ellerinde bulunan yiyecekleri getirmeye başladılar. Kimisi
bir avuç, kimisi daha fazla getiriyordu. En fazla getiren de bir sa' kadar
hurma getiriyordu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) toplanan bu
yiyeceklerin üzerine bir süre dua etti. Sonra askerlerin kaplarıyla birlikte
gelmelerini ve kaplarını yiyecekle doldurmalarını istedi. Orduda kabı dolmayan
kimse kalmamasına rağmen geriye toplanan kadar yiyecek de arttı. Hz. Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunu görünce azı dişleri görünecek kadar güldü ve
şöyle buyurdu: ''Allah'tan başka ilah olmadığına ve benim de O'nun Resulü
olduğuma şehadet ederim! Bu iki şehadet ile Allah'ın huzuruna çıkan kişi de
kıyamet gününde cehennem ateşinden korunur. ''
[Sahih]
Diğer tahric: Nesai,
es-Sünenu'l-kübra'da (8793) rivayet etti.
Heysemi (28) der ki:
"Hadisi Ahmed b. Hanbel ve el-Mu'cemu'l-kebir ve el-Mu'cemu'l-evsat'ta
Taberani rivayet etmiştir. Taberanl'nin rivayetinde şu ilave yer almıştır:
Sonra bir su tulumu
istedi; getirip önüne koydular. Sonra su istedi; su getirilip tuluma döküldü.
Sonra içine tükürüp, Allah'ın söylemesini dilediği sözleri söyledi.
6. Semure b. Cundub
- - (-)
26004 (1)- Semure b.
Cundub der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanındayken
bir çanak tirit getirildi. Hem Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem), hem de
oradakiler ondan yemeye başladılar. Sahabe sabahdan öğleye kadar peş peşe ona gidip
geldiler (yediler). Bir grup kalkıyor, diğerleri oturuyordu." Bu söz
üzerine bir adam Semure b. Cundub'e: "(Çanağa) ilave yapılmıyor
muydu?" diye sorunca, Semure: "Yerden ona bir ilave yapılmıyordu,
ancak semadan bir ilave yapılıyordu" cevabını verdi.
Sonra serçe parmağını
içine sokup, Allah adına yemin etti. Vallahi o vakit Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) parmaklarından pınarlar fışkırdığını gördüm. Sonra insanlara
emir verdi ve ondan hem içtiler, hem hayvanlarına içirdiler, hem de kırbalarını
ve kaplarını doldurdular. Sonra Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Kıyamet günü bu iki şahadetle Allah'ın huzuruna varan bir kimse,
günahlarına rağmen mutlaka cennete konur" buyurdu. Ravileri güvenilir
kimselerdir." 127 (1)'de tekrar etmiştir.
[Sahih]
Diğer tahric: Tirmizi
5/593 (3625 "hasen sahih") ve Darimi 1/43 (56) rivayet ettiler.
26005 (2)- Semure b.
Cundub der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e bir çanak tirit
getirildi. Sahabe sabahdan öğleye kadar peş peşe ona gidip geldiler (yediler).
Bir grup kalkıyor, diğerleri oturuyordu." Bu söz üzerine bir adam Semure
b. Cundub'e: "(Çanağa) ilave yapılmıyor muydu?" diye sorunca, Semure:
"Neden şaşıyorsun ki! Başka yerden değil, ancak -eliyle göğe işaret
ederek- şuradan ilave yapılıyordu" cevabını verdi.
[Sahih]
7. Dukeyn b. Said
- - (-)
26006 (1)- Dukeyn b.
Said el-Has'ami anlatıyor: Dört yüz kırk kişi olarak Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in yanına gidip yiyecek istedik. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) Hz. Ömer'e: ''Kalk ve onlara ver'' buyurunca Hz. Ömer:
"Ey Allah'ın Resulü! Yanımızda sadece bana ve çocuklara dört ayı yetecek
kadar yiyecek var" karşılığını verdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): ''Kalk ve onlara ver'' buyurunca, Hz. Ömer: "Ey Allah'ın Resulü!
İşittik ve itaat ettik" deyip kalktı, biz de onunla kalktık. Ömer bizi bir
odasına çıkardı ve anahtarı çıkarıp kapıyı açtı. Baktığımızda odada deve
yavrusu kadar (yığılmış) hurma gördük. Hz. Ömer: "İşinizi görün"
deyince hepimiz oradan ihtiyacımız kadar aldık. Ben en son alanlardan biriydim
ve sanki oradaki hurma hiç eksilmemişti.
[Sahih]
Diğer tahric: Ebu'ş-Şeyh
(78) ve Beyhaki, Deldi/'de (5/367) rivayet ettiler.
Heysemi (8/304) Ahmed'in
ravilerinin Sahih'in ravileri olduğunu söyledi.
26007 (2)- Dukeyn b.
Said el-Has'ami anlatıyor: Dört yüz kırk atlı olarak Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) yanına gidip yiyecek istedik. Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) Hz. Ömer'e: "Kalk ve onlara ver'' buyurunca Hz. Ömer: "Ey
Allah'ın Resulü! Yanımda sadece birkaç sa' hurma kaldı. O da bana ancak dört ay
yeter" karşılığını verdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Kalk
ve onlara ver'' buyurunca, Hz. Ömer: "İşittik ve itaat ettik" deyip
anahtarı çıkardı ve kapıyı açtı. Baktığımızda odada deve yavrusu kadar
(yığılmış) hurma gördük. Hz. Ömer: "İşinizi görün" deyince hepimiz
oradan istediğimiz kadar aldık. Ben en son alanlardan biriydim ve baktığımda
sanki bir hurma bile almamıştık."
[Sahih]
26008 (3)- Başka bir
kanalla bu hadisin aynısı nakledilmiştir.
[Sahih]
26009 (4)- Başka bir
kanalla bu hadisin aynısı nakledilmiştir.
[Sahih]
26010 (5)- Başka bir
kanalla bu hadisin aynısı nakledilmiştir.
[Sahih]
8. Nu'man b. Mukarrİn
- - (-)
26011- Nu'man b.
Mukarrin der ki: Muzeyne kabilesinden dört yüz kişi olarak Resulullah'a
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldiğimizde Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) bize gereken şeyleri emretti. Gelenlerden bazıları: "Ey Allah'ın
Resulü! Azık yapacak bir şeyimiz yok" deyince, Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) Hz. Ömer'e: ''Onlara azık hazırla'' buyurdu. Hz. Ömer:
"Yanımda sadece biraz hurma var ve gördüğüm kadarıyla onlara yetmez"
karşılığını verince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Git ve onlara
azık hazırla'' buyurdu. Hz" Ömer bizi evinin üst katına götürdü.
Baktığımızda orada (çökmüş) esmer genç deve gibi yerde bir hurma yığınını
gördük. Ömer: "Alın!" deyince, oradakiler kendilerine yetecek kadarını
aldılar. Ben odadan çıkanların sonuncusuydum. Dönüp baktığımda, dört yüz
kişinin almasına rağmen hurmalardan bir tanesinin bile eksilmediğini gördüm.
[Sahih]
Heysemi (8/304) rivayet
etti ve ravilerinin Sahih'in ravileri olduğunu söyledi.
9. Cabir b. Abdillah
- - (-)
26012 (1)- Cabir
bildiriyor: ümmü Malik el-Behziyye'nin bir yağ tulumu vardı ve bu yağdan
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hediye ederdi. Bir seferinde
oğulları ondan katık istemişlerdi ve yanında bir şey yoktu. Hz. Nebi'e
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) yağ hediye ettiği tulumuna yönelip baktığında
içinde yağ olduğunu gördü. Çocuklarına katık olarak o yağdan verdi ve bunu hiç
yağ kalmayıp tulumu sıkıncaya kadar yaptı. Sonra Resulullah'a (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) gitti, Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: 17ulumu
sıktın mı?'' diye sorunca: "Evet" cevabını verdi. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Eğer öyle bıraksaydın (sıkmasaydın) her zaman
onda yağ bulurdun'' buyurdu.
[Sahih]
Diğer tahric: Müslim
(6009) rivayet etti.
26013 (2)- Cabir
bildiriyor: ümmü Malik el-Behziyye'nin bir yağ tulumu vardı ve bu yağdan
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hediye ederdi. Bir seferinde
oğulları ondan katık istemişlerdi ve yanında bir şey yoktu. Resulullah'a
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) yağ hediye ettiği tulumuna yönelip baktığında
içinde yağ olduğunu gördü. Çocuklarına katık olarak o yağdan verdi ve bunu hiç
yağ kalmayıp tulumu sıkıncaya kadar yaptı. Sonra Resulullah'a (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) gitti, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: 17ulumu
sıktın mı?'' diye sorunca: "Evet" cevabını verdi. Hz. Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Eğer öyle bıraksaydın (sıkmasaydın) her zaman
onda yağ bulurdun'' buyurdu.
[Hasen]
10. Cabir b. Abdillah
- - (-)
26014 (1)- Cabir der ki:
Adamın biri Hz. Nebi'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip yiyecek istedi.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adama bir vesk arpa verdi. Adam arpayı
tartıncaya kadar hem kendi, hem karısı ve hem de hizmetçileri yedi durdu. Bitince
Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Şayet onu tartmasaydınız devamlı
ondan yer ve bitiremezdiniz'' buyurdu.
[Hasen]
26015 (2)- Cabir der ki:
Adamın biri Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip yiyecek istedi.
Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adama bir vesk arpa verdi. Adam
arpayı tartıncaya kadar, hem kendi hem karısı ve hem de hizmetçileri yedi
durdu. Bitince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Şayet onu
tartmasaydınız devamlı ondan yer ve bitiremezdiniz'' buyurdu.
[Hasen]
Diğer tahric: Başka
kanalla Müslim, fedail 4/1784 (2281) rivayet etti.
11. Cabir b. Abdillah
- - (-)
26016- Cil.bir b.
Abdullah anlatıyor: (Hendek savaşı öncesi) hendeği açma işinde Resulullah'la
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) birlikte çalıştık. Benim yanımda semiz bir kuzu
vardı. Kendi kendime: "Resulullah'a yemek olarak bir şeyler yapsak iyi
olur" diye düşündüm. Karıma söyleyince biraz arpa öğütüp ekmek yaptı. O
kuzuyu da kesip Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) için pişirdik. Hendek
kazma işinde gündüz vakti çalışır,
Sonrasında önce Hz. Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem), ardından diğer insanlar da geldi. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) oturunca hazırladığımız yemeği çıkarıp önüne
koyduk. Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yemeğe yanaşıp Besmele çekti ve
yemeye başladı. Sonra insanlar grup grup yemeğe oturmaya başladılar. Bir grup
kalkınca başka bir grup oturuyordu. Bu şekilde hendek işinde çalışanların tümü
yemek yedikten sonra çekip gittiler.
[Sahih]
Diğer tahric: Buhari,
meğazi 7/395 (4101) ve Darimi, mukaddime 1133 (42) rivayet ettiler.
12. Cabir b. Abdillah
- - (-)
26017 (1)- Cabir
anlatıyor: Babam Abdullah b. Amr b. Haram vefat ettiğinde -veya şehid edilince-
borçlandığı kişilerin alacaklarından bir kısmını düşmeleri konusunda
Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yardım istedim. Zira alacaklıları
bu teklifimi kabul etmemişlerdi. Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana:
''Git ve acveyi bir tarafa, Zeyd cinsi hurmayı bir tarafa olacak şekilde
hurmalarını kalitesine göre ayırıp bana haber ver'' buyurdu. Bu şekilde
hurmaları kalitesine göre ayırdıktan sonra Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) haber verdim. Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip hurma
yığınlarının başına veya ortasına oturdu ve: ''Alacaklılara tartıp vermeye
başlal'' buyurdu. Bunun üzerine ben de tartıp alacaklılara olan borcu kapattım.
Bana kalan hurma da sanki hiç eksilmemiş gibi aynıyla duruyordu.
[Sahih]
Diğer tahric: Şa'bı
kanalıyla Buhari (2127, 2405, 2781, 2396, 2709), Ebu Davud (2887), İbn / Mace
(2434) ve Nesai (6/246) rivayet ettiler.
26018 (2)- Cabir b.
Abdillah der ki: Babam geride borç bırakarak vefat etti. Resulullah'a
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldim ve: "Babam geride borç bırakarak
vefat etti. Yanımda da onun hurmalarından başka bir şey yok. Ancak bu hurmanın
birkaç yıllık mahsülü bile bu borcu ödemeye yetmez" dedim. Alacaklılar da
bana kötü davranmasın diye benimle birlikte geldi. Harmana vardığımızda benim
hurma yığınlarından birinin etrafında yürüdü ve bereketi için dua etti. Sonra
bir yığının başında oturdu ve: ''(Cabirin) alacaklıları nerede?'' diye sordu.
Sonrasında alacaklarını tamamıyla verdi ve geriye de verdiği kadar kaldı.
[Sahih]
26019 (3)- Cabir b.
Abdillah anlatıyor: Babam Uhud savaşında öldüğünde geriye iki hurma bahçesi
bıraktı. Bir Yahudinin de ondan hurma alacağı vardı. Ancak Yahudinin alacağı
hurma miktarı iki bahçeden çıkacak olan hurmadan daha fazlaydı. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu Yahudiye: IAlacağının bir kısmını bu yılı
kalanını diğer yıl alsan olmaz mı?'' dedi, ancak Yahudi bunu kabul etmedi.
Bunun üzerine Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana: ''Hurma kesim vakti
geldiği zaman bana haber ver'' buyurdu. Kesim zamanı gelince de ona haber
verdim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında Ebu Bekr ve Ömer'le
birlikte geldi. Hurma yığınının dibinden ölçüp Yahudi adama vermeye başladık.
Ölçerken de Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bereketli olması için dua
ediyordu. Bu şekilde küçük bahçenin hurmasından Yahudinin tüm alacağını verdik.
Daha sonra Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yemesi için yaş hurma ve
su getirdik. Yiyip içtikten sonra: ''Bunlar da (kıyamet gününde) hesabı sizden
sorulacak olan nimetlerdendir'' buyurdu.
[Sahih]
Diğer tahric: Bu kanalla
Nesai (6/246) rivayet etti. 22785 (3)'te tekrar etmiştir.
26020 (4)-
Ebu'l-Mütevekkil der ki: Cabir b. Abdullah'a geldim ve: "Bana Hz. Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte yaşadığın bir olayı anlat"
dedim. Cabir şunu anlattı: Babam geriye yirmi vesk hurma borcu bırakarak vefat
etti. Acve de dahilolmak üzere değişik cins te hurmalıklarımız vardı, ancak
tümünün mahsülü bu borcu kapatmaya yetmiyordu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'e gelip durumu anlattığımda alacaklıya haber gönderip kolaylık
sağlamasını istedi. Ancak alacaklı kabul etmedi ve hurmanın tünıünü alacağını söyledi.
Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana: ''O zaman git ve
bu borcunu ver'' buyurdu. Birkaç arkadaşımla birlikte bahçeye gidip
hurmalarımızı topladık.
Evimizde adi hurmayla
beslediğimiz bir kuzumuz vardı ve iyice semizlenıişti. Karşıdan iki adam
gördüm. Yaklaştıklarında biriniu Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem),
diğerinin de Ömer olduğunu gördüm. "Ey Allah'ın Resulü! Hoş geldin! Ey
Ömer! Sen de hoş geldin" diyerek onları
karşıladım. Hz. Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Ey Cabir! Haydi gidip bu hurma ağaçlarının
arasında dolaşalım'' buyurunca: "Olur!" dedim ve hurma bahçesinde
dolaşmaya başladık. Daha sonra o kuzunun kesilmesini söyledim. Hz. Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) oturmak isteyince içi hurma lifiyle doldurulmuş
kıldan bir minder getirip altına koydum. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) bu minderin üzerine oturdu. Ancak Ömer için bir minder bulamadım.
Daha sonra içinde yaş
hurma, kuru hurma ve et bulunan bir sofra getirip Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) ile Ömer'in önüne koyduk. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
ile Ömer bu yemeklerden yediler. Ben de biraz utangaç birisiydim. Yemek sonrası
Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gitmek için kalmak isteyince hanımım:
"Ey Allah'ın Resulü! Bize dua et" dedi. Allah Resulü (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): ''Olur'' dedi ve: ''Allah sizlere bereketler ihsan etsin!
Evet, Allah sizlere bereketler ihsan etsinr diye dua etti.
Daha sonra alacaklılara
gelmeleri için haber yolladım. Alacaklılar eşekler ve çuvallarla geldiler.
Elimdeki hurma yetmeyeceği için de kalanı satın alıp ödeme yapmayı
düşünüyordum. Canım elinde olana yemin olsun ki alacakları yirmi vesk hurmanın
tümünü onlara ödedim. Bana da hatırı sayılır bir miktar kaldı. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gidip Allah'ın bu yöndeki ihsanını
anlattığımda: ''Allahım! Sana hamdolsun! Allahım! Sana hamdolsun'' buyurdu.
Ömer'e: ''Cabir borçlarını tümüyle kapattı'' buyurunca Ömer de Allah'a
hamdetmeye başladı.
[Sahih]
26021 (5)- Ömer b.
Seleme b. Ebi Yezid, babasından bildirir: Cabir bana şunu anlattı: "Ey
Allah'ın Resulü! Babam Yahudinin birine borç bırakıp öldü" dediğimde, Hz.
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''İnşaallah Cumartesi günü yanına
geleceğim'' buyurdu. Zaman da hurma kesim mevsimiydi. Cumartesi günü
[Hasen]
26022 (6)- Cabir b.
Abdullah anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) müşriklerle
savaşmak. üzere Medine'den çıkarken babam Abdullah bana:
"Ey Cabir!
Medine'de kalıp sonucun ne olacağını bekleyenler arasında kalmanda bir sakınca
yok. Şayet geride kızlarımı bırakmıyor olsaydım senin de savaşa katılmanı ve
önümde şehit düşmeni isterdim" dedi. Medine'de geride kalanlarla
birlikteyken bir ara halam bir su devesinin üzerinde babam ile dayımın
cesetlerini getirdi. Onları Medine'deki mezarlığımızda gömmek üzere götürürken
bir adamın: "Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) getirdiğiniz ölüleri
geri götürmenizi ve öldükleri yerde gömmenizi emrediyor" diyen çağrısını
işittik. Bunun üzerine ölülerimizi geri götürdük ve onları öldürüldükleri yerde
gömdük.
Muaviye b. Ebi Süfyan'ın
halifeliği döneminde adamın biri geldi ve: "Ey Cabir b. Abdillah!
Muaviye'nin işçileri çalışırken babanın mezan açıldı ve bir kısmı göründü"
dedi. Bunun üzerine mezarına gittim. Olmüş olması dışında gömdüğümüz gün
gibiydi ve hiç değişmemişti. Açılan yen gen kapatıp gömdüm.
Babam öldüğünde geriye
hurma borcu bırakmıştı ve alacaklılar ödeme konusunda beni sıkıştırıyordu. Hz.
Nebi'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldim ve: "Ey Allah'ın Resulü! Babam
filan savaşta öldü ve geriye hurma borcu bıraktı. Alacaklılardan biri de ödeme
konusunda beni sıkıştırıyor. Hurmanın bir kısmını gelecek yılın mahsulünde
almak üzere beni beklemesi konusunda yardımcı olmanı istiyorum" dedim.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Olur! yarın gün ortası inşaallah
yanına gelirim'' buyurdu.
İkinci gün iki
arkadaşıyla (Ebu Bekr ve Ömer'le) birlikte yanıma geldi.
Öncesinde karıma:
"Gün ortası Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanıma gelecek. Sakın
ortalıkta görünme, evde onu hiçbir şekilde rahatsız etme ve onunla
konuşma" demiştim. Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir yatak
açıp yastık da verince uzanıp uyudu. Yanımda besili bir kuzu vardı.
Azatlılanmdan birine: "Şu kuzuyu kes! Ancak acele et, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) uyanmadan hazır olsun. Ben de sana yardım
edeceğim" dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) uyurken onunla
birlikte kuzuyu kesip hazırladık. Ona: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) uyandığı zaman abdest için su ister. Şayet biz işimizi bitirmeden
uyanırsa abdestini bitirmeden bitirmiş ve yemeği önüne koymuş olalım"
dedim.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) uyanınca: ''Ey Cabir! Abdest için su getir'' buyurdu. O
abdestini alırken ben kuzuyu önüne koyup hazırlamıştım. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) yemeği görünce: ''Eti sevdiğimizi de biliyorsun! Bana Ebu
Bekr'i çağır'' buyurdu. Yanında gelen Ebu Bekr ile Ömer'i çağırınca içeriye
girdiler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) elini yemeğe uzatıp:
''Bismillah! Başlayın'' buyurdu ve birlikte yemeye başladılar. Bu şekilde
doyana kadar yediler, bolca da et arttı. Seleme oğulları da oturmuş onu
izliyordu. Onu çok sevdiklerinden rahatsız etmemek için içlerinden hiçbiri
yanına yaklaşmıyordu.
Yeme işini bitirip
kalkınca arkadaşları da kalkıp önünden çıktılar. Zira Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): ''Arkamı meleklere bırakın'' buyururdu. Ben de peşlerinden
gittim. Kapıya vardıklarında çardakta gizlenmiş olan karım başını uzattı ve:
"Ey Allah'ın Resulü! B\na ve kocama hayır duada bulun" dedi. Allah
Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Allah sana da, kocana da hayırlar ihsan
etsin'' buyurdu.
Sonra ödeme konusunda
beni sıkıştıran alacaklarımı kast ederek: ''Bana filan kişiyi çağır'' buyurdu.
Adam gelince Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: ''Cabir b.
Abdillahla kolaylık sağla da babasından alacağın hurmanın bir kısmını gelecek
yılın mahsulüne bırak'' buyurdu. Ancak adam: "Yapamam! Zira ye tim
malıdır" diyerek mazeretini bildirdi. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): ''Cabir nerede?'' diye sorunca: "Ey Allah'ın Resulü!
Buradayım" dedim. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''0 zaman
tartıp adama ver, Allah bu borcu kapatacaktır'' buyurdu. Göğe baktığımda güneş
batmak üzereydi. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Ey Ebu Bekrl
Namaza'' buyurunca birlikte Mescid'e gittiler. Ben de adama: "Kaplarını
yaklaştır" dedim ve tartıp vermeye başladım. Allah'ın sayesinden tüm
alacağını verdim ve bize de şu kadar hurma kaldı.
Ateş parçası gibi
hızlıca koşup Mescid'e Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına vardım.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazı kılıp bitirmişti. "Ey
Allah'ın Resulü! Alacaklıma hurmayı tartıp verdim, Allah'ın sayesinde borcu
kapatırken bize de şu kadar kaldı" dedim. Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): ''Ömer b. el-Hattab nerede?'' diye sorunca, Ömer aceleyle yanına
geldi. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: ''Ey Ömer i Cabir b.
Abdillah'a alacaklısını ve hurmayı sor'' buyurunca, Ömer: "Sormaya gerek
yok! Sen Allah'ın bu borcu kapatacağını söyleyince borcun kapanacağını
biliyordum" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) aynı şeyi ona
üç defa söyledi. Her defasında da Ömer: "Sormaya gerek yok"
karşılığını veriyordu. Ancak Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir şeyi üç
defa söylediği zaman artık ona cevap verilmeyeceği için üçüncüsünde Ömer:
"Ey Cabir! Borcun ve hurmana ne oldu?" diye sordu. "Allah bu
borcumu kapattı ve bize de şu kadar kaldı" dedim.
Daha sonra eve geldim ve
karıma: "Ben sana Resulullahlla konuşma demedim mi?" diye çıkıştım.
Karım: "Allah, Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) evime
göndermişken evden çıkmadan önce bana ve kocama dua etmesini istemeden öyle
bırakacağımı mı zannettin?" karşılığını verdi.
[Sahih]
Heysemi (6679) der ki:
"Hadisi Ahmed rivayet etmiş olup ravileri Sahih'in ravileridir. Bundan
Nubayh el-Anezi müstesnadır. Kendisi güvenilir biridir."